Buz Dağı Şirketleri

Şimdi sizden aklınıza gelen markaları ve bu markaların şirketlerini düşünün desem. Tahminen şirket sayabilirdiniz?

Burada ben soru biraz daha genişleteyim; Dünya üzerinde kaç tane faaliyetine devam eden şirket var diye sorsaydım cevaplarınız ne olurdu?

Bugün için tam net bir sayı verilemese de ülkelerin resmi kayıtlı 200 milyona yakın şirket aktif olduğu varsayılıyor. (Dünyadaki kayıtlı şirket sayısı) 

Bu rakam çok büyük gelse de benim aklımı asıl kurcalayan sizin ilk soruyu düşündüğünüz anda aklınızda parlayan 40-50 şirket. İşte çoğumuzun aklına gelen bu popüler şirketler günümüzün buz dağı şirketleridir. Buz dağı şirketleri ise yeni bir ürün veya hizmetle hayatımıza bir anda girer ve girdiği piyasada devasa boyutlara ulaşır. Ancak bu devasa boyutunu zamanla kaybeder ve piyasadan silinir.

Şimdi buz dağı şirketine en iyi örneklerden biri olarak nokia’yı verebiliriz. Nokia piyasaya girmeden önce birçok firma kilo ile tartılacak telefonları cep telefonu adıyla satıyordu. Nokia 1992 yılında gerçekten cepte taşınabilecek kadar küçük ilk Nokia 1011 telefonuyla piyasaya girdiğinde adeta ortalığı sallamıştı. Her ürettiği model ile kendinden önceki telefonları piyasadan silmeye başlamış ve sadece 6 yılda yılında dünyanın en büyük telefon markası haline gelmiştir. Milenyumda tanıttığı 3310 ve 2003 yılında çıkardığı 1100 telefonuyla adeta adını tarihe yazdırmıştır. Ayrıca dünya üzerinde en çok satılan telefon modeli halen Nokia’nın 1100 telefonudur. Tam 250 milyon adet.

Bu noktada Nokia zirveye yükselmiş, piyasada bulunan motorola, samsung, sony-ericsson gibi telefon markalarını piyasadan silmişti. Her şey iyi giderken 2007 yılında iPhone’un tanıtımı ve nokia’nın piyasadaki gücünün azalmaya başladı. 1 yıl sonra çıkan android işletim sistemine geçmeyip microsoftla anlaşmaya gidip kendi işletim sistemine çalıştı. Ancak bunlardan da yeterli sonuç alamayan nokia 2013 yılına kadar bu piyasayı neredeyse tamamen kaybetti ve sonucunda microsoft tarafından satın alındı. Ayrıca yanında götürdüğü da unutmamak lazım. Bu değişimlere ayak uyduramayan arkadaşları olan siemens, panasonic, sagem gibi şirketler onunla yakın yıllarda piyasadan silindi. 

Nokia kendinden önceki telefonların yapamadığı ürün tasarımları ile hem teknolojik şıklık kattı hem de piyasada lider konuma geldi. Ancak liderliği tuşlu telefon üretmeyip yerine dokunmatik ekranlı telefonlar üreten apple sayesinde bitmiş oldu. Ve bu hamlesi Apple’ı telefon sektörünün en büyük buz dağı şirketi haline getirdi.

Yani bir sektörde buz dağı şirketlerine yükselmeyi sağlayan hamle yaratıcı yıkımın fırtınasını arkanıza alabilmek.

Yaratıcı yıkım terimi ilk kez Joseph Schumpeter tarafından ortaya atılmıştır. Yaratıcı yıkımda yeni bir teknoloji ile piyasa dengesinin bozularak yeni bir dengeye yönelme durumu olarak tanımlayabiliriz. Yaratıcı yıkım sürecinin devamında ise eski, verimsiz ve teknolojik gelişmeleri takip etmeyen şirketler piyasadan çekilmesi ve yıkım sürecini oluşturulmuş olur. Schumpeter aynı zamanda bu süreci süreksiz olarak ifade eder. Çünkü yaratıcı yıkımın ne zaman çıkacağı belli değildir. Ancak yeni bir yaratıcı yıkım çıkana kadar en iyisi son çıkandır. 

Schumpeter her ne kadar yenilikçi üretim yönetiminin veya ürünlerin sektörde yaratıcı yıkım yarattığına dikkat çekse de,  bu yeniliğin ortaya çıkmasındaki baş aktörü yaratıcı ve enerjik kişi olan girişimci olduğunu düşünmektedir. Girişimci sayesinde yeni ürün çıkacak, piyasalara bir şok dalgasıyla talebi kendinde toplayacak ve kendinden önceki piyasayı yıkılma sürecine sokacaktır. İlk başta yeni ürünü sayesinde kendine tekel olarak büyük bir kar sağlasa da zamanla taklitçi şirketlerle karı normal kar seviyesine düşecektir. Yaratıcı yıkımın avantajı ortadan kalkınca da yatırımlar yavaş yavaş farklı alanlara kaymaya başlar ve sektör küçülür. Yeni bir yaratıcı yıkımın ortaya çıkmasıyla süreç yeniden başlacak ve yaratıcı yıkımın süreci kendini tekrar edecektir.

Kendinden öncekileri yaratıcı yıkımıyla yıkan bu devasa şirketler bugün aslında yok olmaktan korkuyorlar. Mevcut pazarlarını kaybetme korkusu onları yeni ürünler geliştirmek için milyonlarca dolar değerinde arge masrafları oluşturuyor. Reklam giderleri, farklı sektörlere yatırımlar yaparak şirketin gücünü korumaya çalışıyorlar. Tüm çalışmalarının tek amacı olan biz tüketicileri kazanmaya çalışıyorlar. Çünkü bu şirketler bizi kaybederlerse sektörlerindeki diğer şirketlerle beraber erimek için ufağa doğru yol almaya başlayacak. Ve bu saatten sonra o şirketi kurtarabilmek neredeyse imkansız hale dönüşecektir.

Düzeltme ve Hatırlatmalar:

  • 1.28’de 1011 yerine 1100 demişim. Üretilen model 1011 *Söz konusu videodaki şirket (spoiler olmasın diye adını vermiyorum) sadece cep telefonu hayatını ele aldım. Yani o şirket tabi ki faaliyetlerine devam ediyor ama cep telefonu hayatı neredeyse bitti.
  • Nokia, kendinden önceki modellere benzer ürünler üretti, ancak “yaratıcı yıkım ürününü” 1992 yılında çıkardığı ve ürünle onlardan ayrılmaya başladı.
  • Dünyadaki şirket sayısının tahmini olmasının sebebi: her ülke verilerini evrensel standartlardaki sürelere göre açıklamıyor, hatta bazıları hiç açıklamıyor, ek olarak her ay binlerce yeni şirket açılıyor. Örneğin Çin’de her ay 10 ila 13 bin şirket açılmakta. İşte bu sebeplerden dolayı net bir rakam verilemiyor.

Kaynakça

 

 

BENZER YAZILAR

Gösteriş Tüketimi

Gösteriş Tüketimi

Tükettiğimiz tüm ürünleri, kendi isteklerimiz doğrultusunda mı tüketiyoruz, yoksa gösteriş için mi tüketiyoruz?

YA PANDEMİ ÖNCESİNE HİÇ DÖNEMEZSEK? – HİSTERİ ETKİSİ

YA PANDEMİ ÖNCESİNE HİÇ DÖNEMEZSEK? – HİSTERİ ETKİSİ

Son 100 yılın en büyük salgınıyla karşı karşıya kaldık. 1 yıldan kısa sürede 100 milyon kişiye bulaşan bu hastalık bizi ve etrafımızdaki herkesi değiştirdi.      Buraya kadar yaşananlar daha çok insanlarda üzerinde değişimler yaratsada ekonomiye etkisi oldukça sınırlı...